13 Ağustos 2015 Perşembe




"Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok.  Yaşansa da olur, yaşanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeyi denemeye iten bir kaygı.
Karanlık bir gecenin geç vaktinde kalkıyorum. Herkes her geceki uykusunu uyuyor. Ev  soğuk. Çok sessiz davranmaya özen gösteriyorum. Günlerdir biriktirdiğim ilaçları avuç avuç yutuyorum. Kusmamak için üzerine reçelli ekmek yiyiyorum. Genç bir kızım. Ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. Sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. Karşı çıkmak istediğim  evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var. Bir haykırış! Küçük dünyanız sizin olsun. Bir haykırış! Sessizce yatağa dönüyorum.   Ölümü ve yokluğu uzun süre düşünmeye zaman kalmıyor. Şimdi gözümün önündeki görüntüler renkli kırları andırıyor. Korkacak birşey yok. Kırlarda koşuyorum. Sanki bir deniz kentinde yaşamıyorum. Hep kırlar.
Esintiyle birlikte eğilen otlar arasında bir başımayım. Birazdan ölüm beni alacak."
(Tezer Özlü / Çocukluğumun Soğuk Geceleri, Sayfa 12)


          
      
    Tezer Özlü kitaplarını bitirip, rafa kaldıralı uzun zaman oldu. Ama yine de vazgeçemiyorum yine de her gün bir kitabını açıp rastgele bir sayfasını açıp Tezer ' in dünyasına adım atıyorum. Bunu günlerdir tekrarlıyorum hiç sıkılmadan. Ve tekrarlamaya her gün onun dünyasına girmeye onu okumaya devam edeceğim. Herkesin kendine ait bir yazarı vardır benimki de Tezer Özlü.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder